BERNA BAKIR
   
 
  HAT SANATI

 


HAT SANATI

Hat sanatı

Vikipedi, özgür ansiklopedi

 
Git ve: kullan, ara

'

==

Bir hat sanatı örneği olarak Sultan Mahmud Han'ın Tuğra'sı

Hat sanatı, Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. yüzyıl ve 10. yüzyıl arasında geçirdiği bir gelişme döneminden sonra ortaya çıkmıştır. Hat, Arapça çizgi demektir.

Türkler, Müslüman olduktan ve Arap alfabesini benimsedikten sonra uzun bir süre hat sanatına herhangi bir katkıda bulunmamışlardır, bu dönemde Hat sanatının Mükemmel örneklerine Rastlamak mümkün değildir.Bu dönemdeki biçim ve üslup var olan gelişmiş Türk Hat Sanat'ına benzememektedir. Türkler hat sanatıyla Anadolu'ya geldikten sonra ilgilenmeye başladığı tahmin edilmektedir. Bu alanda en parlak dönemlerini de Osmanlılar zamanında yaşadılar. Yakut-ı Mustasımi'nin Anadolu'daki etkisi 13. yüzyıl ortalarından başlayıp 15. yüzyıl ortalarına kadar sürdü. Bu yüzyılda yetişen Şeyh Hamdullah (1429-1520) Yakut-ı Mustasımi'nin koyduğu kurallarda bazı değişiklikler yaparak Arap yazısına daha sıcak, daha yumuşak bir görünüm kazandırdı. Türk hat sanatının kurucusu sayılan Şeyh Hamdullah'ın üslup ve anlayışı 17. yüzyıla kadar sürdü. Hafız Osman (1642-98) Arap yazısına estetik bakımdan en olgun biçimini kazandırdı. Bu tarihten sonra yetişen hattatların hepsi Hafız Osman'ı izlemişlerdir.

Türkler altı tür yazı (aklâm-ı sitte) dışında, İranlılar'ın bulduğu tâlik yazıda da yeni bir üslup geliştirdiler. Önceleri İran etkisinde olan tâlik yazı 18. yüzyılda Mehmed Esad Yesari (ölümü 1798) ile oğlu Yesarizade Mustafa İzzet'in (ölümü 1849) elinde yepyeni bir görünüm kazandı. Türk hat sanatı 19. yüzyılda ve 20. yüzyıl başlarında da parlaklığını sürdürdü, ama 1928'de Arap alfabesinden Latin alfabesine geçilince yaygın bir sanat olmaktan çıkıp yalnızca belirli eğitim kurumlarında öğretilen geleneksel bir sanat durumuna geldi.

Konu başlıkları

[gizle]

Hat Türleri [değiştir]

Hat sanatının doğduğu dönemde ortaya çıkan altı tür yazı vardır. Bunlara sitte denir. Kufi, Tevki, Sülüs, Reyhani, Nesih, Rika. Bunlardan bir kısmı köşeli bir kısmı yuvarlak hatlardır. Kûfi, köşelidir. Nesih, sülüs, rik'a,tevkii, tomar, muhakkak, gubari ise yuvarlak hatlardır. Bölgelere göre hatlar Mağribi (Kayrevani, Endülüsi, Fasi, Mağribi, Sudani), Talik (Talik, nestalik, Divani, Şikeste, Divani Celi), Uzakdoğu (Sini, Cavi)'dur.

Şekillerine Göre Hatlar [değiştir]

Arap kaligramı bir kuş biçiminde

İranlılar'ın bulduğu tâlik dışında başka birçok yazı türü daha vardır. Bunların bir bölümü fazla yaygınlaşamamış, bir bölümü de belli alanlarda kullanılmıştır. Örneğin Türkler'in geliştirdiği divani yazı yalnızca Divan-ı Hümayun'da yazılan önemli belgelerde, yazılması ve okunması özel eğitim gerektiren siyakat ise mali kayıtlarda kullanılmıştır. Kolay yazıldığı için günlük yaşamda yaygın olarak kullanılan bir yazı türü olan rik'a da 19. yüzyılda sanat yazısı durumuna gelmiştir. Rik'a ile altı yazı türünden biri olan rika birbirine karıştırılmamalıdır.

Büyüklüklerine Göre Hatlar [değiştir]

Hat sanatında yazılar büyüklüklerine göre de farklı adlarla anılırdı. Duvarlara asılan levhalarda, cami, türbe gibi dinsel yapılardaki kuşak ve kubbe yazılarında, her tür yazıtta kullanılan ve uzaktan okunabilen yazılara iri anlamında: celi adı verilirdi. Daha çok sülüs ve tâlik yazının celisi kullanılmıştır. Alışılmış boyutlardan daha küçük harflerle yazılan yazılara hurde, gözle kolay seçilemeyecek boyuttaki yazılara da gubari (toz) denilirdi.

Hat araç gereçleri [değiştir]

Öğrenci kaligrafın malzemeleri ve işi

Hat sanatında da yazının temel aracı kalemdir. Hat sanatında kalem olarak daha çok kamış kullanılırdı. Kamışın ucu yazılacak yazının kalınlığına göre makta denilen sert maddelerden yapılmış altlığın üstünde eğik olarak tutulur ve kalemtıraş olarak adlandırılan özel bir bıçakla yontulurdu. Celi yazılar ise ağaçtan yapılmış kalın uçlu kalemlerle yazılırdı. Çok ince yazılar için madeni uçlar da kullanılmıştır. Hat sanatında kullanılan mürekkep de özel olarak hazırlanırdı. Yağlı isin çeşitli katkı maddeleriyle karıştırılmasıyla elde edilen bu mürekkep akıcı biçimde yazı yazmayı sağlar, yanlış yazma durumunda da kolayca silinirdi. Hat sanatında kullanılan kâğıtlar da özeldi. Mürekkebi emip dağıtmaması, kaleme akıcılık sağlaması için kâğıtlar âhar denilen bir maddeyle saydamlaştırılırdı

Hat eğitimi [değiştir]

Kuran

Hat sanatıyla uğraşan kişiye “güzel yazı yazan sanatçı” anlamına gelen “hattat” adı verilir. Hattatlar yüzyıllar boyu usta-çırak ilişkisi içinde yetişmişlerdir. Hat sanatını öğrenmeye heveslenen kişi bir hattattan ders alırdı. Başlangıçta alıştırma niteliğinde çalışmalara dayanan ve “meşk” adı verilen bu dersler tek tek harflerin yazılışının öğrenilmesiyle başlar, harflerin birleşme biçimleriyle, sözcüklerin ve tümcelerin yazılış tarzlarının öğrenilmesiyle sürerdi. Ortalama üç beş yıl kadar süren bu eğitimin sonunda hattat adayı iki ya da üç hattatın önünde yazı yazarak bir çeşit sınav verirdi. Hattatlar bu yazıyı beğenirlerse altına imzalarını koyarlardı. Buna, başarı ya da izin belgesi anlamına gelen “icazetname” adı verilirdi. İcazetname almamış kişi hattat sayılmaz, dolayısıyla yazdığı bir yazının altına adını koyamazdı.

Latin hattı [değiştir]

18. yy'dan kalma Osmalı dönemi hat yazısı.

Latin hattı, 20.Yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile kabul edilen latin harfleri ile İslam kültüründen gelen Hüsn-i Hat’ın (hat sanatının) bir bileşkesidir. Latin hattı temel olarak latin harflerinin hat sanatı estetiğinde yazılmasıdır. Latin hattı özellikle son 20 yılda önemli bir çıkış göstererek bu günkü halini almıştır. Günümüzde latin hattı ile uğraşan 20-30 kişi olduğu sanılmaktadır.

Hat sanatının ulaştığı ileri nokta için bir söz vardır: Kur’an Hicaz’da inmiş, Kahire’de okunmuş, İstanbul’da yazılmıştır. Bu söz cumhuriyet sanatçılarının hat sanatında miras almış olduğu birikimi özetler.

Hat sanatı, dünya üzerinde, Türk-İslam kültürünü en iyi şekilde temsil etmesine, tarihi bir geçmişe dayanmasına karşılık, günümüzde gereken ilgiyi görememektedir. 20. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile kabul edilen latin harfleri ile birlikte hat sanatı, halktan soyutlanarak sadece sınırlı sayıda sanatçının uğraştığı bir sanat dalı haline gelmiştir.

Latin hattı, bu noktada, halk ile hat sanatı arasında bir köprü olma misyonu yüklenmektedir.

Latin hattı, insanların hat sanatına olan ilgilerinin artması ve hat sanatına gereken ehemmiyetin verilmesi için bir basamak olmuştur.

İtalik yazı [değiştir]

Meşhur Hattatlar [değiştir]

==
 
BİLGİSAYAR DUASI
 
Haydi bismillah...
Crash etmez inşaallah...
Valla çalisiyor maşaallah...
Ulan olmadi fe süphanallah!
At pencereden haydi yallah.

Bilgisayar ruhuna el fatiha!

İSMİ DİDİKLE
 
Adınızı Didikleyelim:

BİLİMSEL AŞK
 
Seninle biz birbirimizi 180 dereceye tamamlayan üçgen açıları gibiyiz,
Çünkü sen benim aklımı kompleks sayılar gibi yaptın,
Seni düzgün hızlanan hareketle seviyorum,
Eğer kalbimin bileşkesini alırsan, tanjantı sen, kotanjantı sen
Sen ve ben yalnız bir molüz.

Senin o güzel DNA'n kalbimin çizgili kaslarını gıdıkladı,
Haydi! Bana oogenez hücreni teslim et!
Zigot meydana getirelim.

Sen ve ben aynı dokuda iki alyuvar gibiyiz,
irisimi sana çevirdiğim anda,
Adrenalin oranım boyumu aştı.

Pandorinam, hipotenüsüm, analitik düzlemim benim,
Seni 16 eş parçaya ayırıp, her birini tek tek sindirim yollarıma gönderirim.
Sen benim için Kanuni'nin hazinelerinden daha değerlisin!

Seni kalorisi düşük bir besin gibi seviyorum.
Akdeniz bölgesinde üretilen besin maddeleri bile sevgim kadar çok değil,
Canım istersen benim entegralimi al, istersen türevimi,
Sana tüm iç organlarım feda olsun.

Biz bir çözeltiyiz,
Sen çözülen, ben de çözücü maddeyim,

Aşkımız aruz vezniyle yazılmış bir edebi eser gibi,
Nasıl da aliterasyon yapılmış kelimeler gibi aynıyız farkında mısın?

Sana olan sevgim bir uçaktan eğik atışla atılmış bir tas gibi, Canim!
Sana verdiğim çift çenekli bitkiyi koku epitellerine götürürken,
Sanki 10 tabanında logaritma bilmem kaç gibi oluyorum.
Ama sonumuz ne olursa olsun,
Seninle ben bir koloni gibi iç içe yaşayacağız !

ÖĞRENCİ MARŞI
 
Korkma, bu sınıf toptan kalacak
Sınavlarda hep sana yardımcı olacak
Birler, ikiler karnede parlayacak
Onlar senindir hocam, senin eserindir ancak.

Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı baba
Kahraman evladına bir gül ne bu öfke bu ceza
Olsun senin uğruna bu canım feda
Haklıdır derslerden kalan öğrenci daima.

Ben ezelden beridir ZAYIF aldım zayıf alırım
Hangi hoca bana beş vermiş şaşarım
Ben her gün zayıflarla yatıp kalkarım
Yırtarım karnemi aileme göstermem atarım

Karnemin tamamını sarmışsa bütün birler
Benim iman dolu hocalarım sonra bana ne derler!
Evdekiler her gün beni kötüleyip üzerler
Bu zayıflar ne deyip üzerime yürürler

Arkadaş! Karneni zayıflara uğratma sakın
Biraz çalış bitsin bu alın yazın
Bundan sonra beş almak senin hakkın
Alışırsın beşlere belki yarın belki yarından da yakın

Aldığın birleri "not" diyerek geçme tanı
Düşün sınıftaki onlarca beş alanı
Sen tembel öğrencisin incitme yazıktır babanı
Verme karneni babana, verseler dünyaları

Kim bu beşlerin uğruna olmaz ki feda
Karneyi sıksan fışkıracak "bir" bir daha
Söylemese, karnemdeki birleri hocalarım babama
Etmese bir dolu karnemden beni herkesin yanında

Ruhumun hocalardan isteği beş almaktır emeli
Değmesin yazılıma hocaların kırmızı kalemi
Bu birler ki karnemin temeli
Ebedi karnemin üstünde benim inlemeli

O zaman annemle babam kırarsa kafamı
Her birimden dolayı yerim çehreme tokatı
Fışkırır sicim gibi gözlerimden göz yaşları
İşte o zaman hapis olurum çıkamam dışarı

Yok ol artık önümden ey şanlı karne
Dönsün artık karnemdeki bütün birler beşe
Yer verme karnede artık birlerle
Hakkındır senin de sevinmek karnede Hakkındır!

 
Bugün 3 ziyaretçi (60 klik) kişi burdaydı!
BERNA BAKIR Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol